Aşk-ı Kitap

6 Şubat 2014 Perşembe

Elif Şafak- Bit Palas

 Yine yeniden merhaba :) Her ne kadar google'da aramada hala blogum çıkmasada, yazılarımı max 9 kişi okusada ben yılmıyorum ve yazmaya devam ediyorum :) Sömestr'ın bitmesine dört gün kaldı ve ben sömestr bitmeden her gün yaz yazmayı umuyorum. Şuan gerçekten çok yorgunum ama olsun bu yazıyı yazacağım!! :) Bugün ki konuğum Elif Şafak'tan Bit Palas. Okumaya devam edin :) 


 Geçen sene doğum günümde çok sevdiğim bir arkadaşım hediye etmişti bu kitabı. Fakat ben ancak Ramazan Ayı'nda okumaya fırsat bulabildim. :) Kitaba çok ön yargılı başladım. Çünkü Elif Şafak'ın dilinin ağır olduğunu düşünüyordum. Ama hiçte öyle değilmiş. Gayet akıcı ve konusuda oldukça ilginç.

 Bit Palas adından da anlaşılacağı gibi bir apartman adı. Bitli Apartman. Konun geçtiği apartmanın adı Bonbon Palas. Rus bir adam tarafından yaptırılmış. Apartman adı adamın aklı dengesini kaybetmiş karısı tarafından konulmuş. 2000'lerin başını anlatıyor. 

 Kitap apartmana yeni taşınan birinin ağzından anlatılıyor. Ve kitap hep daire numaralı ile yani apartmanda yaşayan insanların aynı anda başından geçen olayları anlatıyor. Ki okunmasını tavsiye ettiğim bir kitap.

 Her dairede garip , farklı ve sorunlu insanları ele alıyor. Aslında kitap oldukça eğlenceli. Fakat ilk sayfalarını özellikle mezarlık taşıma konusun geçtiği sayfaları dikkatli okumanızı tavsiye ederim.

 Kitabın ana özeti ise; ölümle kafayı bozmuş bir tıp öğrencisi, mobilyalarla sorunu olan bir apartman görevlisi, ikiz kuaförler, hijyen tijen, platin renkli saçlı yaşlı teyze vs vs.. 

 Bugün yazımı kısa tuttum. Affola :) Allah'a emanet olun. Bir daha ki kitapta buluşmak üzere :))

5 Şubat 2014 Çarşamba

Gary Small- Gigi Vorgan -- Bir Psikiyatristin Gizli Defteri

 Merhabalaar :) Bugün blogumun ikinci yazısı ile karşınızdayım :)
Bugün bahsedecek olduğum kitap psikolojik vaka anıları. Normalde psikoloji kitaplarından pek hoşlanmam ama bu kitabın ismi bana büyüleyici geldi. Ve hemen aldım. Yine ve tabi ki Kitapyurdu'ndan .
   



 Kitabın teknik bilgileri; NTV yayınları tarafından yayınlanmış bu kitap ben de ki 13. baskısı. 336 sayfadan oluşuyor. Karton kapak fakat biraz ince gibi. Fiyatı 20 tl fakat ben Kitapyurdu'ndan 15 tl gibi bi fiyata aldım.

 Gelelim görüşlerime; dediğim gibi psikoloji konularından hoşlanmam ama bu kitap çok çekici geldi bana. İsmi, basım sayısı beni etkiledi. Kitapyurdu bangır bangır gösteriyordu. Bi şans verdi ve aldım. Önce ilginç geldi bana. Dedim kesin garip olaylar ekşınlar vardır. Ama gelin görün ki kitabı bitirmek ömür bitirmekten daha zor oldu. Garip vakalar yok. Yani beni heyecanalandıran Amerikan filmleri gibi değil. Kafanızdan o düşünceyi bi kere atın. Sadece"aaa böyleleri de varmış" diyebiliyorsunuz. Zaten parça parça hikayeler var. Mr. Small kendi başından geçenleri yazmış. Kimi yerlerde şaşırdım ama okumasaydım da olur dediğim kitaplardan. İki arkadaşımda bu kitabı benden istedi ve ikisi de yarıda bırakarak bana geri verdi.

 Ama şurası da var. Eğer ki psikoloji eğitimi alıyorsanız, almak istiyorsanız yada ilgi duyuyorsanız sizi gerçekten bilgilendirecek bir kitap. Bol bol terim ve açıklamalar var. Yani bir psikoloji eğitim kitabı gibi. 

 Kitabın içeriğine gelmek istersek bu konuda pek yazacak birşey yok ama ana başlıklarıyla şöyle; alışveriş hastası bir kadın, kolunu kesmek isteyen bi adam, oğlu ile beraber tıp okumaya çalışan bir anne, çok su içerek beynini tuzdan arındıran hollywood prodüktör vs vs.. 

 Dediğim gibi psikolojiye ilgi duyuyorsanız sıkılmadan okursunuz. Bir daha ki yazıda görüşmek üzere. Allah'a emanet olun :)



4 Şubat 2014 Salı

Nar Ağacı- Nazan Bekiroğlu

 Öncelikle merhabalar, bu blogda sizlere okuduğum kitapların yorumlarını yapacağım. Yazıyı okumaya devam edin :)




Bu kitabı çok değer verdiğim bir ablam tavsiye etmişti. Ettiği gün gidip almıştım. Ve tam 6 günde rekor denecek kadar kısa bir sürede bitirdim. Kitap nasıl mı? Tek kelime ile harika. Bir internet sitesi bile var. Oradan kitabın içeriğine, fragmanlarına ve satın  alma işlemlerini inceleyebilirsiniz.
 Gel gelelim kitabın teknik kısmına. Timaş Yayınları tarafından basılmış olan bu kitap karton kapaktan oluşuyo. Ve 536 sayfadır. Normal fiyatı 25 tl iken ben yeni çıktığında NT'de Timaş Yayınları indiriminden 16,50 tl gibi bir fiyata satın aldım. Kitapyurdu'n da 14 bine yakın satılmış. Ayrıca Nar Ağacı uzun bir süre en çok satanlar listesindeydi.

 Şimdi de kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum;

  Roman türünde yayınlanan bu kitap benim için "Asla Unutulmayacak Kitaplar" listesinde. Okuduğum en güzel aşk romanı. Aşkı saçma sapan, alışıla gelmiş bir şekilde değil sıra dışı bir şekilde ile anlatmış Bekiroğlu. Kitap Tebriz, Batum, Trabzon ve İstanbul olmak üzere bir çok farklı şehirde geçiyor. Ki ben bir Trabzonlu olarak bu kitabı heyecanla okudum. Yazarımız da doğma büyüme Trabzonlu ki bu bende bir artı puan kazandırdı.
 Kahramanlarımız Azeri asıllı Tebriz'de bir halı tüccarının oğlu olan Settaran ve  küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş büyükanne ve büyükbabası ile Trabzon'da yaşayan Zehra. Olayın genel tarihi ise şöyle 1915 Balkan Harbi öte yandan Bolşevik İhtilali tarihlerinde geçiyor. Yazarımız olayın kahramanlarını kendi annane ve dedesi olarak göstermektedir. Ve Cassandra (yanlışta olabilir affola :)) kehaneti ile anlatmaktadır.
 Settarhan halı tüccarlığı yapmakta ve halasının kızı Azam'a aşıktır. Fakat Azam'ın farklı seçimler yapması üzerine yıkılan Settarhan önceden halı ticareti yaptığı Batum'a gider. Bolşevik İhtilali patlak verince Trabzon'a kaçmak zorunda kalır. Orada olaylar birbirini bağlar ve Zehra ile tanışır.


"Zaman çok şeye gebe, Azam yüz bin "oy" çeksede içinde bu aşk oldukça Settarhan ölmezdi." 146

 Diğer baş kahramanımız ise Zehra. Zehra'nın İsmail adında bir abisi vardır. Ve 1915 Balkan Harbi'ne gönüllü bir şekilde gitmiş ve savaşamadan hastalıktan vefat etmiştir. Komşuları olan bir Ermeni kadın techir kanunu ile sürülmeye zorlanır. Kadın kızını Zehra'nın büyük annesine bırakır ve gider. Bu sırada Rusların Trabzon'a doğru yöneliyor söylentileri ile Zehra, büyük annesi ve evlat edindikleri küçük kız ile birlikte İstanbul'a gitmek isterler. Neleri var yok satarlar. Eski bir araba ve yaşlı at alacak bir miktar para elde ederler. Zehra'nın büyük babası Trabzon'da kalmayı tercih eder. Büyük annesi ve bir erkek akraba ile İstanbul yollarına düşerler. Fakat bir süre sonra işler ters gider. Ve gemiye binerek İstanbul'a bir akrabalarının yanına giderler. Zehra, abisi İsmail'in izini sürer ve öldüğünü öğrenince yıkılır. Aynı gemi ile Rus tehlikesi geçtikten sonra Tabzon'a dönerler. Bu sırada olaylar birbirini kovalar Zehra ile Settarhan görücü usulü ile tanışırlar. 

  "Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
   Ben böyle çağırmasam sen öyle gelmezdin" 508 

 Evet kitabın genel içeriği böyle. Kesinlikle kütüphanelerde olması gerekan roman türlerinden birisi. Okuduğunuzda asla sıkılmayacaksınız. İyi okumalar :)