Bu kitabı çok değer verdiğim bir ablam tavsiye etmişti. Ettiği gün gidip almıştım. Ve tam 6 günde rekor denecek kadar kısa bir sürede bitirdim. Kitap nasıl mı? Tek kelime ile harika. Bir internet sitesi bile var. Oradan kitabın içeriğine, fragmanlarına ve satın alma işlemlerini inceleyebilirsiniz.Gel gelelim kitabın teknik kısmına. Timaş Yayınları tarafından basılmış olan bu kitap karton kapaktan oluşuyo. Ve 536 sayfadır. Normal fiyatı 25 tl iken ben yeni çıktığında NT'de Timaş Yayınları indiriminden 16,50 tl gibi bir fiyata satın aldım. Kitapyurdu'n da 14 bine yakın satılmış. Ayrıca Nar Ağacı uzun bir süre en çok satanlar listesindeydi.
Şimdi de kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum;
Roman türünde yayınlanan bu kitap benim için "Asla Unutulmayacak Kitaplar" listesinde. Okuduğum en güzel aşk romanı. Aşkı saçma sapan, alışıla gelmiş bir şekilde değil sıra dışı bir şekilde ile anlatmış Bekiroğlu. Kitap Tebriz, Batum, Trabzon ve İstanbul olmak üzere bir çok farklı şehirde geçiyor. Ki ben bir Trabzonlu olarak bu kitabı heyecanla okudum. Yazarımız da doğma büyüme Trabzonlu ki bu bende bir artı puan kazandırdı.
Kahramanlarımız Azeri asıllı Tebriz'de bir halı tüccarının oğlu olan Settaran ve küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş büyükanne ve büyükbabası ile Trabzon'da yaşayan Zehra. Olayın genel tarihi ise şöyle 1915 Balkan Harbi öte yandan Bolşevik İhtilali tarihlerinde geçiyor. Yazarımız olayın kahramanlarını kendi annane ve dedesi olarak göstermektedir. Ve Cassandra (yanlışta olabilir affola :)) kehaneti ile anlatmaktadır.
Settarhan halı tüccarlığı yapmakta ve halasının kızı Azam'a aşıktır. Fakat Azam'ın farklı seçimler yapması üzerine yıkılan Settarhan önceden halı ticareti yaptığı Batum'a gider. Bolşevik İhtilali patlak verince Trabzon'a kaçmak zorunda kalır. Orada olaylar birbirini bağlar ve Zehra ile tanışır.
"Zaman çok şeye gebe, Azam yüz bin "oy" çeksede içinde bu aşk oldukça Settarhan ölmezdi." 146
Diğer baş kahramanımız ise Zehra. Zehra'nın İsmail adında bir abisi vardır. Ve 1915 Balkan Harbi'ne gönüllü bir şekilde gitmiş ve savaşamadan hastalıktan vefat etmiştir. Komşuları olan bir Ermeni kadın techir kanunu ile sürülmeye zorlanır. Kadın kızını Zehra'nın büyük annesine bırakır ve gider. Bu sırada Rusların Trabzon'a doğru yöneliyor söylentileri ile Zehra, büyük annesi ve evlat edindikleri küçük kız ile birlikte İstanbul'a gitmek isterler. Neleri var yok satarlar. Eski bir araba ve yaşlı at alacak bir miktar para elde ederler. Zehra'nın büyük babası Trabzon'da kalmayı tercih eder. Büyük annesi ve bir erkek akraba ile İstanbul yollarına düşerler. Fakat bir süre sonra işler ters gider. Ve gemiye binerek İstanbul'a bir akrabalarının yanına giderler. Zehra, abisi İsmail'in izini sürer ve öldüğünü öğrenince yıkılır. Aynı gemi ile Rus tehlikesi geçtikten sonra Tabzon'a dönerler. Bu sırada olaylar birbirini kovalar Zehra ile Settarhan görücü usulü ile tanışırlar.
"Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
Ben böyle çağırmasam sen öyle gelmezdin" 508
Evet kitabın genel içeriği böyle. Kesinlikle kütüphanelerde olması gerekan roman türlerinden birisi. Okuduğunuzda asla sıkılmayacaksınız. İyi okumalar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Saygı çerçevesinde, kimseyi kırmadan, belli bir kesimi, siyasi düşünceyi hedef almadan :)